2 Haziran 2021

Türkiye’nin Son 5 yıl ihracat rakamları incelendiğinde neden sürdürülebilir ihracat mümkün değil?

TÜRKİYE’NİN SON 5 YIL İHRACAT RAKAMLARI İNCELENDİĞİNDE NEDEN SÜRDÜRÜLEBİLİR İHRACAT MÜMKÜN DEĞİL?

Türk şirketleri özellikle son beş yıllık döneminde ihracat odaklı bir yaklaşım izlemektedirler. Bu yönelimin temel sebepleri arasında iç pazar dinamiklerinin değişimi ve buna dayanarak işletmelerinin kendini güvene almak adına yeni piyasalara açılma istekleri bulunmaktadır. Ancak, ne yazık ki, aceleci ve fırsatçı yaklaşımlardan dolayı birçok şirket dış piyasalarda girişimlerde bulunmalarına rağmen tutunamamaktadırlar. Bunun sebebi ihracat yapıp ürün satışının gerçekleştirilmesinin yetersiz olması, bu faaliyetinin sürdürebilir olması gerekmektedir.

Sürdürebilir ihracat dış pazarlara yönelim göstermiş tüm şirketlerin hedefi olmakla birlikte, son 5 yılın rakamlarını incelediğimizde pek de mümkün görülmeyen hedef haline gelmiştir. Peki, bunun sebepleri nelerdir?

Sürdürebilir ihracat önünde duran engelleri iki ana sınıfa bölmek mümkündür. İşletmeden bağımsız “dış sebepler” ve işletmenin kendisine bağlı “iç     sebeplerdir”.

Dış sebepler arasında döviz kuru hareketliliği, ihracatın ithalata bağımlılığı, katma değer düşük ürünlerinin ihracatı, beyin göçü, pazar istihbaratına ulaşım zorluğu, ihracat alanında yetersiz devlet desteği ve siyasi konjonktüre dayanan zayıf ülke itibarı ile düşük piyasa değeri gibi mevzuları sıralayabiliriz. Döviz kuru hareketliliği sebebi ile ihraç edilen ürün fiyatları sıkça değişmek zorunda kalıyor, sipariş tarihi ile sevkiyat tarihi arasında gerçekleşen hızlı yükseliş veya düşüş hem ihracatçıyı, hem de ithalatçıyı olumsuz etkiliyor. Bu durum yabancı müşterilerinin Türk menşei ürünlerinden vaz geçmesi için sebep olabiliyor. Katma değer düşük ürünlerinin ihracatı yabancı piyasalarda payımızı düşürmekle birlikte hazır ürün satışı ile kıyasla milli kazanç oranımızı ciddi bir şekilde düşürmektedir. Zayıf ülke itibarı ve düşük piyasa değeri potansiyel müşterilerin nitelikli ürünleri alım yerine ham madde ürünlerimize yönelmelerine sebep oluyor. Türkiye’nin siyasi ve ekonomik durumu yatırımcılara olduğu gibi dış ithalatçılara da güven vermediğinden seçenekler arasında değerlendirilmemesine sebep olmaktadır.

Dış sebepler karşısında ihracatçılar kendilerini güvensiz hissetmelerine rağmen iç sebepleri önleme konusunda birçok araçlara sahiplerdir. Ancak, görüldüğü gibi iç sebepleri çözümleme yöntemi pek tercih etmemektedir.

Türk şirketlerinin sürdürebilir ihracatı hayata geçirmenin önünü iç sebeplere dayanan birçok problem engellemektedir.  Bunların arasında Türk markalarının global piyasada düşük bilinirliği, zayıf pazar istihbaratı, Türk şirketlerinin imaj yönetimi zayıflığından dolayı rekabet eden fiyatlara rağmen cazip görülmemesi, hedef pazardaki müşterileri tanımaya yönelik yeterince araştırmanın yapılmaması, hedef pazarın belirtilmemesi, hedef pazarlar ile güçlü ilişkilerinin yürütülmemesi gibi sebepleri sıralayabiliriz. 

Tanıtım, reklam, kurumsal iletişim, imaj yönetimi, marka yönetimi gibi dünya çapında etkisi kabul görmüş faaliyetler ve yöntemler aynı zamanda şirketlerin menşei olduğu ülkeleri ile yerel piyasalarını da pozitif yönde tanıtarak tanınmasını artmaktadırlar. Örnek olarak, THY’nin dünyanın en iyi havacılık markalardan biri olarak tanınması onunla partner olan markalarının da tanınmasına yardımcı olmuştur. Buna ilaveten Türkiye’nin itibarını arttırmıştır.

Ancak, bunun gibi güzel örneğe sahip olmamıza rağmen, ihracata yeni başlamış veya piyasa payını artırmak, yeni pazarlara açılmak isteyen işletmelerimiz PEST ve SWOT analizlerini ihmal etmekteler. Gereken yeterlilik ile kalifiyeye sahip uzmanlara yaptırılması ve bu konuda hizmet alması yerine kendi çapında gerçekleştirmeye çalışarak pazar istihbaratı, hedef pazar belirlenmesi ve yeni pazarlarda mevcut olan tehditlerin önlenmesi gibi konularda son derece zayıf kalmaktadırlar. Böylelikle, adım adım ilerleyerek güçlü istihbarata dayalı yeni piyasalara girişimler ve bunu sonucunda ilgili piyasaya kök salmak yerine aynı zamanda çok farklı girişimde bulunarak ihracatı sürdürebilir hale getirememekteler. Kısa dönemde yüksek kar odaklı çalışmalar ile hem piyasayı, hem de ihracatı sürdürebilir hale getirecek müşterilerini tanımamış olmaktadırlar. Bütün bunlar sürdürebilir ihracat önünde büyük engel olup, dış piyasalarda güçlü konuma ulaşamamamızın sebepleridir.

Sosyal medyada paylaşın:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
WhatsApp
Print